Necdet Elmas.
Türkiye’nin ilk banka soyguncusu, ilk gangsteri. Aslen Konya Ereğlili. Türk filmlerinin en ünlü repliklerinden olan “Bu bir soygundur” cümlesini ilk kullanan ve literatüre kazandıran isim.
7 Temmuz 1961 tarihinde, 27 Mayıs darbesinin sıkıyönetiminin hakim olduğu günlerde Türkiye gündemini meşgul eden, üstelik halk nezdinde de büyük merak ve ilgi uyandıran olaylara imza atan bu isim, aynı zamanda Türkiye’nin ilk banka soyguncusu, ilk gansgteri olmasının yanısıra gayet kibar, chevrolet tutkusu olan, kendisini yakalamaya gelen askerlerin karşısına traşsız bile çıkamayan bir kişiliğe sahip olan Necdet Elmas’tı.
İşte Türkiye’nin ilk banka soyguncusu ve ilk gangsterinin ilginç hikayesi, ilginç olayları:
-Necdet Elmas Kimdir?-
Necdet Elmas, 9 ocak 1935 tarihinde Konya’nın Ereğli ilçesinde doğdu. 12 yaşında iken evden kaçarak Konya’ya geldi ve burada çeşitli işlerde çalışarak para kazanmaya başladı. Daha fazla para kazanmak için İstanbul’a gitti. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı ancak fakülteyi ikinci sınıftan terk etti. Sonrasında bir süre memurluk yapan Elmas, 7 yaşındaki çocuğunu kanser nedeni ile kaybettikten sonra yasadışı işlere yönelmeye başlar.
-Necdet Elmas’ın Yasadışı Hikayesi Burada Başlıyor-
7 yaşındaki çocuğunun tedavisini parasızlık nedeni ile yaptıramayan ve çocuğunu kaybettikten sonra yasadışı işlere yönelen Necdet Elmas, ilk olarak chevrolet marka bir otomobil çalar. Polis tarafından yakalanarak 11 yıl hapis cezası alır. Hapisten kaçar, tekrar yakalanır. İkinci defa yakaladıktan sonra konulduğu Sultanahmet cezaevinde iken hastalandığını ileri sürerek hastaneye sevkini ister. Hastane dönüşünde beraberindeki askerleri, Emirgan’da rakı içmeye ikna eder. Tuvalete gitme bahanesi ile rakı masasından kalkan Necdet Elmas, buradan firar eder.
-Türkiye’nin İlk Banka Soygununu Gerçekleştirdi-
Takvimler, 7 Temmuz 1961 tarihini gösterdiğinde Anadolu Bankası’nın Çemberlitaş şubesinin önüne 59 model bir chevrolet yanaşır. Bankadan içeri giren Necdet Elmas, elindeki silahı veznedara doğrultarak “Kimse kıpırdamasın bu bir soygundur” diye bağırır. Veznedar, veznedeki paraları torbaya doldururken banka müdürü kapıya çıkarak soygun var diyerek bağırır. Soyguncu, hemen bankayı terk eder, geldiği chevrolet mark arabaya binerek uzaklaşır. Aynı araç ve aynı kişi, birkaç gün sonra Çatalca’da bulunan bir benzinliği soyarak kayıplara karışır.
Emniyet yetkilileri suçlunun peşine düşerler ancak ellerinde soyguncunun ne adı ne soyadı vardır. Tek bilinen eşgal, kibar konuşan, güzel giyinen, chevrolet marka bir araya binen soyguncu. Polis ve sıkıyönetim komutanlığına bağlı askerler her yerde bu eşgale uygun suçluyu aramaya başladılar. Polis, belirtilen eşgale sahip birini bir otobüs durağında kıstırır. Ancak zanlı, kendisini yakalamaya gelen polisin kafasına taşla vurarak polisi bayıltır ve yine kaçmayı başarır..
-Karakolun Yanındaki Bankayı Soydu-
Anadolu Bankası soygun girişiminin yarıda kalmasından 41 gün sonra, Türkiye bir banka soygunu şoku daha yaşadı. Polis merkezine 30 metre mesafede bulunan İş Bankası Kazlıçeşme Şubesi, yine kibar konuşan, iyi giyimli ve chevrolet araca binen bir soyguncu tarafından soyuldu. Bu soyguncu da tabi ki Necdet Elmas’tan başkası değildi. Üstelik bu soygunda, bankadaki tüm paraları alan soyguncu, işçi olduğunu öğrendiği bir müşterinin parasını geri verdi. Banka soygununda giyiminden dikkatini çektiği bir müşterinin yanına yaklaşan soyguncu, müşteriye ne iş yaptığını sorar. İşçi olduğunu öğrenince, “Ben işçinin parasını almam” diyerek müşterinin parasını geri verir. Bu olayın duyulmasından sonra Necdet Elmas ismi efsaneleşir, halk nezdinde hayranlık uyandırmaya başlar. Hatta çok kısa bir zamanda, ortalıkta Necdet Elmas taklitleri çoğalsa da, Elmas kadar başarılı olamayarak yakayı ele verdiler.
1960 darbesi sonrası sıkıyönetim ortamında ortaya çıkan, hem basının hem de halkın ilgisini üzerine çeken ve bir türlü yakalanamayan bu ilginç soyguncu, sıkıyönetim komutanlığının canını sıkmaya başlamıştı. Emniyet birimleri, tüm imkanlarını seferber etmiş ve bu gizemli soyguncunun yakalanması için İstanbul Emniyet Teşkilatı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Birlik Komitesi ve Cumhuriyet Gazetesi Özel Güvenlik biriminden oluşan 11 bin 700 kişiden oluşan tüm mensupları ile Necdet Elmas’ı yakalamaya odaklanmıştı. İstanbul’da her chevrolet araç artık şüpheliydi. Hatta polisler, içerisinde ailenin bulunduğu bir chevrolet aracı, Necdet Elmas zannederek taramışlardı.
-Polisin Her Yerde Aradığı Soyguncu, Gazetelere Mektuplar Göndererek, Kendisini Yakalayamayan Emniyet Birimlerini Eleştiriyor, Yeni Yapacağı Soygunların Planlarını Anlatıyordu-
Tüm İstanbul’da askerler ve polislerin köşe bucak aradığı, halk arasında efsaneleşen bu soyguncu, bu süreçte boş durmuyor, gazetelere mektuplar gönderiyordu. Gönderdiği mektuplarda kendisini bir türlü yakalayamayan güvenlik güçlerini eleştirirken, yapacağı yeni soygunların da planlarını ayrıntıları ile anlatıyordu. Gazete mektupları ile daha da ünlenen ancak tüm emniyetin seferber edilmesine rağmen bir türlü yakalanamayan Necdet Elmas, halk arasında daha da efsaneleşmişti.
Hatta ve hatta, chevrolet tutkusu ile bilinen ve tüm soygunlarını bu marka araç ile yapan Necdet Elmas, dönemin emniyetine de yenilikler gelmesine aracı olmuştu. O dönemde polis araçları en fazla 70 km yapan araçlardı ve chevroletli soyguncuyu yakalamaya yetmiyordu. Emniyet, o dönemde birçok aracını chevrolet marka araçla yenilemişti.
-Necdet Elmas Köy Evinde Kıstırılıyor, Yakalanıyor-
Necdet Elmas’ı yakalayamayan güvenlik birimleri, Elmas’ın yerini söyleyene ödül koymuştu. Kıskacın daraldığını hisseden Necdet Elmas ve beraberindeki ortağı Küçük Necdet (Necdet Sinkil), Darıca’ya geçti. Burada bir süre saklanarak tekne ile kaçacaklardı ancak evinde kaldıkları akrabaları, ortaya konan 100 bin liralık ödülün cazibesine kapılarak Necdet Elmas’ı ihbar eder.
Darıca’daki evin etrafı sabah saatlerinde jandarma tarafından sarılır. Jandarmanın teslim ol çağrısına “Zaten kafam bozuk, üzerime gelmeyin,. Ya intihar ederim ya da yayılım ateşi açarım. Komutanınız gelsin onunla konuşayım” diyerek yanıtlar. Komutan Binbaşı, etrafı sarılan evin kapısına gelir. Necdet Elmas, komutandan, askerin karşısına traşsız çıkamayacağını söyleyerek traş olmak için süre ister. Traş olduktan sonra teslim olur.
Hukuk Fakültesinden terk öğrenci olan Necdet Elmas, yakalandıktan sonra yargılanırken de kendisine verilecek cezaya razı olduğunu söyleyerek “Suç kirdir, ceza ise banyodur. Hukukun vereceği karara sonuna kadar saygılıyım” diyerek hukukçu kimliğini konuşturur. Yargılamanın ardından Necdet Elmas 20 yıl, ortağı Küçük Necdet ise 10 yıl ceza alır. Necdet Elmas, hapiste olduğu süreçte, cezaevinde çıkan bir isyanda mahkumlarla yöneticiler arasında arabuluculuk yapar, bir yangında alevlerin arasına dalarak balık ağlarını kurtarır. Cezaevine kurduğu kütüphaneye, gazeteler aracılığı ile kitaplar toplar.
1974 affıyla cezaevinden çıkan Necdet Elmas, çıktıktan sonra Beşiktaş Belediyesinin kendisine tahsis ettiği büfede bir süre esnaflık yaptıktan sonra Antalya’ya yerleşir ve 15 Ocak 2017 tarihinde 82 yaşında iken hayatını kaybeder.