Ana Sayfa KARAPINAR, KONYA, TÜRKİYE 24 Ekim 2022 630 Görüntüleme

Karapınar’da Genç Bedenlerin Yanarak Kül Olduğu Kazanın Üzerinden 25 Yıl Geçti

kardesleryaziicimasa

Konya’nın Karapınar ilçesinde 49 kişinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının üzerinden 25 yıl geçti. Yakıt tankeri ile yolcu otobüsünün çarpışması sonucu meydana gelen feci kaza, zihinlerde halen tazeliğini koruyor.

Kaza, 24 Ekim 1997 tarihinde Konya’nın Karapınar ilçesine bağlı Kesmez Mahallesi yakınlarında meydana geldi. İçerisinde Erciyes ve Niğde Üniversitesi öğrencilerinin de bulunduğu 49 kişi ile Kayseri’den Kuşadası’na gitmekte olan ve Kayseri İpek Turizm’e ait 34 YON 34 plakalı yolcu otobüsü, Ereğli-Konya karayolunun 21. Kilometresinde, 63 DR 995 plakalı akaryakıt tankeri ile çarpışmış, meydana gelen kazada otobüs de yakıt tankeri de alev almıştı.

Kazada, 31’i öğrenci olmak üzere 49 kişi hayatını kaybetmiş, kazaya karışan araçların enkazları ise yıllarca kaza alanında kalmıştı.

Kaza sonrası olay yerine gelen itfaiye ekipleri, alev topuna dönmüş olan tankere, tankerin içinin boş olup olmadığını bilmemeleri nedeni ile patlama ihtimaline karşı yangına bir süre müdahale edemediler. Kazada alev alan her iki araçta bulunan vatandaşların birbirine yapışmış cesetleri, saatlerce süren çalışma sonrasında çıkarılabilmişti.

Kazanın meydana geldiği alana 1999 yılında Niğde Üniversitesi tarafından anıt yapıldı ve kazada yaşamını yitiren her bir vatandaş için çam fidanı dikildi.

-Kaza Nasıl Meydana Geldi?-

Kayseri İpek Turizm’e ait 34 YON 34 plakalı Mercedes-Benz O403 model otobüs, 24 Ekim 1997, saat 18.00’de Kayseri’den Kuşadası’na gitmek üzere 14 yolcu, iki şoför ve iki hizmet görevlisiyle yola çıktı.

Otobüs, saat 22.30 civarlarında Karapınar-Ereğli kara yolunun 21. kilometresinde 90 km/sa hızda ilerlerken şerit ihlali yaparak üzerine gelen 63 DR 995 plakalı yüksüz akaryakıt tankeriyle karşılaştı. Tanker, Irak’tan aldığı mazotu İzmit’te boşaltmış ve oradan geçtiği İzmir’den geliyordu. Şoför, 24 saatten beri direksiyon başındaydı. Otobüs şoförü Muammer Çiçekyurt, kaza sonrasında bu karşılaşmayı şöyle anlatacaktı: “Karşıdan gelen araç ile aramızda 100 metre kadar mesafe kaldığında, bizim şeritte olduğunu fark ettim. Selektör yaparak uyarmak istedim. Tüm uyarılarıma rağmen üzerimize gelmeye devam etti. Yolu terk etmeyi, şarampole girmeyi düşündüm ancak otobüs doluydu, yolculara bir şey olur diye vazgeçtim. Karşıdan gelen araçla aynı şeritte olduğumuz için bana göre sol şerit boştu. Sol şeride geçtim. Ancak bu kez de aramızda 10-15 metre kala tankerin sürücüsü uyandı ve o da kendi şeridine geçmek isteyince, otobüsün sağ kapı tarafından çarpıştık”

Kazadan yaralı kurtulan Fethullah Kiriş ise kaza anını şöyle anlatacaktı: “Araç bizim şeritteydi. Şoförümüz, tankeri selektörle, kornayla uyarmaya çalıştı. Şoförün bir an ‘Karşı şeride geçersem ancak kurtarırım’ diye sesli düşündüğünü duydum. Geçer geçmez, tanker bizim sağımızdan vurdu. Daha sonra art arda patlamalar oldu. Her şey alevler içindeydi.”

-Kaza İle İlgili Ceza Davaları-

31 Ekim 1997’de Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığınca, otobüs şoför Muammer Çiçekyurt hakkında “tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu bir kimsenin ölümüne sebebiyet vermek” iddiasıyla kamu davası açıldı. Bu dava kapsamında 28 Kasım 1997 ilâ 16 Ocak 1998 tarihleri arasında yapılan duruşmalarda sanık, mağdur ve diğer tanıkların ifadelerine başvuruldu. 12 Ocak 2000 ile 19 Temmuz 2000 tarihinde ayrıca iki iddianame daha düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk’ün sorumluları, İpek Turizm ve Mercedes-Benz’in Almanya’daki yöneticileri aleyhinde ceza davaları açıldı. Dava, sanıklar hakkında kesin hükme bağlanmaması ve 26 Kasım 2001’de otobüslerin gerekli teknik kusurlarının giderilmesi sonucuyla bitti. Karapınar Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın otobüslerin toplatılması yönündeki kararı bozmasına uyarak 4 Ekim 2002 tarihli kararıyla otobüslerin müsadere edilemeyeceğine hükmetti ve ceza davası kesin olarak kapandı.

Otobüs şirketi aleyhine, otobüs üretim firmasının ihlallerinin ve tasarım hatalarının olduğu, aynı model ve marka otobüslerin piyasadan toplatılması gerektiği gibi talepleri de içeren bilirkişi raporları ile yenilenen davalarda son karar 2016 yılında verildi. 31 Ocak 2016’da dosya, yapımında hata bulunan otobüslerin piyasaya sürülmesine devletin izin vermesi nedeniyle yaşam hakkının, davaların 11 ila 15 yıllık sürelerde tamamlanması nedeniyle de adil yargılama hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesine taşındı. 25 Ağustos 2016’da Anayasa Mahkemesi, hatalı üretim nedeniyle üretici firmanın sorumluluğunun tespiti gerekirken davaların reddedildiğini ileri sürdü. Yaşam hakkının usul yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar vererek başvuruculara otuzar bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi

 

trendmasa
sitesolreklam
verayan
Hazır Site by Uzman Tescil webmaster