31 Mart yerel seçimlerinden sonra Türkiye’de ve Ereğli’de gündem her ne kadar değişse de vatandaşın gündemi ekonomiden ileri gidemiyor. Her ne kadar dikkatleri başka yöne çekmeye çalışsalar da olmuyor bir türlü. O nedenle, gündemi değiştirmek isteyenler önce kendi gözündeki çapağa bakacak, sonra başkasının gözündeki kirpiğe laf edecek.

Geçtiğimiz haftanın en çok gündemde olan konusu tasarruf tedbirleri oldu.

Ereğli’nin köylerinden birinde eskiden düğün gecesi damada kabak tatlısı yedirirlermiş. Gene böyle bir düğünde kabak tatlısını damadın annesi dayanamayıp yemiş. Akşam olur, damat içeri girecek, kabak tatlısı ararlar yok. Kabak tatlısını da çok seven damat, tatlıyı annesinin yediğini öğrenince içerler de biraz. İçeri girmek istemez. “Banane, kabağı kim yediyse içeri o girsin” der. Tasarruf tedbirleri açıklanınca aklıma bu hikâye geldi.

***

31 Mart yerel seçimlerinden sonra ve önümüzdeki 5 yıl boyunca Ereğli’de en çok göz önünde olacak kurum belediye gibi. İktidar partisi, ikinci defa elindeki belediyeyi kaybetti. Seçimin kaybedilmesinin nedeni, vatandaş oy vermedi deyip geçilecek kadar yüzeysel değil tabi.  Nedenlerinin iyi araştırılması gerekiyor.

Ereğli’nin bir köyünde harman zamanı römork takılı traktörü geri manevra yaparak çıkarmaya çalışan acemi bir sürücü, her denemesinde aynı manevrayı yapar. Babası uyarır, oğlum ileri git, direksiyonu sola çevirerek gel. Sürücü her ne kadar ileri gitse de geri gelirken direksiyonu bir türlü sola çeviremez. En sonunda baba traktörün tekerleğinden tutarak, “Şo tarafa ülen şo tarafa” diyerek tekerleği o yöne çevirir. İlgili siyasi partilerin yönlerini, belediyeden, şo taraftaki hastaneye çevirmek gerekiyor. Sorumlu oldukları kamu hizmetlerinin aksamalarını giderirlerse önümüzdeki seçimlere 1 adım önde başlarlar.

*****

Yazımızın bu haftaki kısmını kısa bir örnekle tamamlayalım. Size de tanıdık geliyor mu? “Süleyman Demirel’e sormuşlar. Size sövüp duran o adamı neden partinize aldınız?  Demirel : “Orada iken bize bağırıyordu, şimdi bizim kapıya bağladık, karşı tarafa sövüyor”